En renkli seyahatim!... Hayatın, mutluluğun ve keyifin renkleri ile...

Hindistan zaten başlı başına enteresan ve insanın mantığını ve algısını ciddi zorlayan bir yer.

Bir de üzerine Hindistan'da Holly Fest'e katılmak bam başka bir keyif ! "Once in a life time experience..."

Holly Fest Hindistanda baharın gelişini kutlamak için yapılan bir renk bayramı. Bir hafta öncesinden sokaklarda çuvallar dolusu renkli kuru boyalar satılıyor ve bu kutlamalar 3 gün boyunca sürüyor. Bu süre zarfında herkes sokakta her gördüğüne elindeki renklerden boya sürüp, "Happy Holly" diye sarılıp bayramlaşıyor. Bunda kesinlikle atıp kaçma veya zarar verme gibi bir şey yok. İnsanlar son derece mutlu ve ne kadar renge bürünürlerse, o kadar mutlu oluyorlar. Tabii kafasında boyanacak yer en fazla bende olduğu için, renk konusunda en şanslı kişi tabii ki ben oldum !...

Hindistana geldiğimiz ilk gün gördüğümüz pislik üzerine yaşadığımız şok, bu ülkeye yavaş yavaş alışınca nasıl da benimsenip, her şeyin aslında insanın beyninde ve kabullenişinde olduğunu görerek değişti ve hiç bir şeyi yadsımadan olduğu gibi kabul ettik ve kanıksadık. Öyleki, Holly Fest'e katılmak için yerli halkın giyindiği gibi giyinerek tapınakda holly fest ayinine iştirak etmek için çıplak ayak bile yürüdük.

Boyaların cilde zarar verip, vermediğini bilemeyeceğim ama ben saç konusunda en şanslı olarak, üç banyo sonucunda gerçek rengime kavuştum. Tabii saç açısından Niko ile Erol'un çektikleri ise çok daha başka...

12 Sene Istanbulun beş yıldızlı otellerinde otel müdürlüğü yapmış biri olarak ve bir çok ülkede sayısız otel tecrübem olmasına rağmen, hayatta ilk kez bir otele alınmayarak güvenlik görevlileri eşliğinde otelden çıkarıldım !... :-))

Olay kısaca şöyle gelişti. Hindistan'da her yerde yemek yemek pek kolay olmadığından gideceğimiz şehirlerde öncesinden tavsiyeler alıp, rezervasyon yaptırdık. Holly Fest'i yaşayacağımız Jarpur'da ise bir akşam yemeğimiz .......... Hotel'indeydi. Fakat bu otelin Kralın Oteli olduğunu, Hindistan'ın en şık oteli olduğunu nereden bileceğiz ?!... Dışarıda kıyamet kopup, herkes bir birini boyarken ve eğlenirken, bu oteldekilerin olanlardan habersiz ve kendi kendilerine otelin bahçesinde (ki, bahçede Polo oynanıyor) çay içip, klasik müzik eşliğinde kitap okuduklarını !... Biz ise, Holly Fest'imizi kutlamış, akşamüstü, akşama restaurant rezervasyonumuz olan otele gidip, hem bir nasılmış diye bakıp, hem de belki spa'sında akşamüstü keyfi yapaız diye düşünmüştük. Tabii resimlerden de göreceğiniz üzere, beyaz entariler ve rengarenk yüzlerimizle, bu otele çok bi "Turist" kaldık ve ilk defa hayatımızda otel güvenliği eşliğinde ve gayet saygılı bir şekilde, "Namaste" selamları eşliğinde otelden çıkarıldık.

Tahmin edersiniz ki, biz de akşamki rezervasyonumuzu iptal ettik !... Sizce kim kaybetti ?....  :-))

Bir gün muhakkak Holly Fest yaşamanız dileği ile...