Everest

Zirveye çıkmak istiyorsan, hep yukarı bakacaksın !

Büyük bir kayak sevdalısı olduğum için dağlar beni hep etkilemiş ve çekmiştir.  Beyaz zirveler beni adeta büyüler ve dağlarda olmayı çok severim. 

 

Tabii ki dünyanın çatısı olan Everest bunların başında geliyor uçakla uçarken Everest ‘in yanından geçiyor olmak, açık ve güzel bir havada Everest‘i pencereden de olsa fotoğraflamak inanın nabzımı yükseltti ve beni çok heyecanlandırdı.

Katmandu'ya iner inmez Everest’te tur olduğunu öğrendim ve her ne kadar küçük pirpir uçaklar ve kaza ve düşme oranı çok yüksek olsa da katılmak için ilk ısrar edip ve yazılanlardanım. Turun olabilmesi için de grubu etkileyerek 10 kişiyi daha ikna ederek Everest grubunu oluşturdum. Everest'e tabii ki tırmanmayacağız ama etrafında uçacak ve fotoğraflayacağız en azından Everest ‘i bir nebze olsun hissedeceğiz. Sabahın dördünde başlayan hazırlık beşte yola çıkmak ve önce bir minibüs seferi arkasından da bir saatlik bir pır pır uçuşla Everest ‘te ulaşmak ve fotoğraflamak amacımız.   Ama maalesef Everest ‘te vardığımızda bulutlar Everest ‘i görmemize izin vermedi ve geri döndük. Tabii ki büyük hayal kırıklığıydı ve çok üzüldük ama bu macera bile yeteri kadar heyecan vericiydi ve güzel bir anı olarak hatıralarımıza yerleşti. 

Everest ‘i görmediğimiz için bütün paramızı tamamen geri iade ettiler oysaki bir saatlik bir uçuştu bu böyle bir talebimiz de yoktu ama çok hoşuma gitti çok profesyonelce bir davranıştı. 

 

Everest ‘le ilgili beni heyecanlandıran konulardan birincisi tabii ki yüksekliği 8848 metre.  Böylesine yüksek bir dağ ile karşılaştığınızda karşınızda kocaman devasa bir şey bekliyorsunuz oysa 8000 metre üzerinde 3-4 dağın yan yana olması sebebi ile adeta siz hangisi Everest diye bakıp bulmaya çalışıyorsunuz. Sadece 250-300 metre farkla bir tanesi Everest adına almış oluyor dolayısıyla açıkçası görüntüsünden çok ismi daha çok insana heybetli geliyor. 

 

İkinci konu da Everest isminin nereden geldiği ?

Çok enteresan bir konu, zira Everest ismi Tibetçe de değil Çince de değil! Dağın bir bölümü Nepal, diğer bölümü de Çin sınırları içerisinde yer almaktadır. 

Everest ismi tamamen İngiltere’nin Hindistan sömürge yönetiminin kadastro Genel müdürü olan George Everest’ten geliyor. Tibetçe yerel adı Çomolunma'dır.

George Everest kraliçe tarafından Hindistan’da görevlendirilmiş ve bölgenin haritasını çıkarmakla sorumlu bir mühendis. Kendisi tamamen ölçümlerle harita üzerinden aldığı açılar ve yaklaşımlarla Everest Dağı’nın yüksekliğini beş 10 metre farkla birebir biliyor. 

 

Everest'in zirve tırmanış denemeleri 1921 senesinden itibaren yapılmaya başlansa da ilk zirve 1953 senesinde İngiliz Kraliyet Coğrafya Derneği desteği ile John Hunt liderliğinde başarıya ulaşmıştır. Everest ‘te tırmanış oldukça meşakkatli ve pahalı olup yaklaşık 14 gün süren bir süreç gerektiriyor. 4 kamptan oluşuyor ve işin ilginci ilk kampa kadar katırlar ve taşıyıcılarla (şerpa) çıkılıyor orada kaldıktan sonra artık karlı bölgede katırlar olmaksızın tamamen bir tırmanma söz konusu. İkinci kampa ulaşılınca burada bir gece kalınıp tekrar 1. kampa iniliyor ve ertesi gün ikinci kampa tekrar çıkılıp burada konaklanıp irtifa alışkanlığı sağlanıyor.  3. kampa varınca da aynı şekilde bir gece kalınıp tekrar 2. kampa iniliyor. Dolayısıyla vücudun irtifaya alışması için direk çıkış yok, her defasında bir ileri bir geri şeklinde bir ilerleme söz konusu. Oksijenin zok az olduğu irtifada, tırmanışın   çok yavaş ve küçük adımlarla olması gerekiyor. Hele son kamptan sonra yukarı zirveye ise tamamen oksijen tüpleri ile çıkılması gereken bir tırmanış bu. 

Bu meşakkattin üstüne bir de olayın ticari boyutu var çünkü rehberlik hizmeti maliyeti 35.000 $ - 200.000 $ arasında ! Ayrıca belli bir izin de gerekiyor ki bu izin, grubun büyüklüğüne göre yaklaşık 10.000 ila 30.000 $ arasında. Tamamen Nepal devletine ödenen bir bedel bu.  Öyle ki Everest'e tırmanış bedellerinin yıllık toplamı Nepal’in gayrisafi milli hasılanın %8 ini oluşturuyor. 

 

Dağlara tırmanarak ne kadar büyük olduğumuzu değil; ne kadar kırılabilir olduğumuzu keşfediyor, ne kadar zayıfız, ne kadar korku doluyuz onu anlıyorduk. Bunu ancak kendinizi yüksek tehlikeye maruz bırakırsanız elde edebilirsiniz. Tehlikesiz dağ dağ değildir !...  Reinhold Messner