Çin
Geçmişin görkemi bugünün büyüsü.
Geçmişin görkemiyle bugünün büyüsü.
Görkemli tarihi, mistik tapınakları, etkileyici şehir düzeni ve sürprizlerle dolu modern yüzüyle Çin, bir gezginin hayal defterinden fırlamış gibi. Biz de kameralarımızı kuşanıp bu masalın içine daldık. İşte anı, fotoğraf ve kahkahalarla dolu Çin izlenimlerimiz…
🦆 Pekin’de Başlayan Macera
Çin'e ilk adımımızı attığımızda soluğu Bell Tower’ın altında aldık. Yerel bir restoranda, ustasının başımızda seremoni ile dilimlediği Pekin ördeği ve kanepe sunumu; lezzetin ritüelle buluştuğu ilk anlardan biriydi.
Ertesi gün, meşhur Çin Seddi'ne gittik. UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan bu yapı, 21 bin kilometrelik uzunluğu ile dünyanın en uzun savunma duvarı. Fakat karşılaştığımız soğuk inanılmazdı ! Yerel satıcılardan aldığımız içlik, eldiven ve şapkalarla durumu kurtarıp, 21,196 Km olan çin seddini gezmeye başladık. Hedefimiz oldukça gezmek olsa da sadece iki kule yürüyerek tarihi çin seddi ziyaretimizi sonlandırdık.
Sonra Summer Palace, yani Yiheyuan'a gittik. Qing Hanedanlığı'ndan kalma bu devasa bahçe ve saray kompleksi, Kunming Gölü kenarında yer alıyor. Burada geleneksel kostümler içindeki modeller, ilk ciddi fotoğraf karelerimizi sundu Çok uzun zamandır hiç fotoğraf çekmeyen Niko’nun büyük bir heyecan ile kamerayı çıkarması, hepimiz için Çin’in harika bir fotoğraf seyahati olacağının müjdesiydi.
Otelimizde kayıtın tam yapılmamış olması neticesi gece yarısı 3 Polisin kapımıza gelmesi ve daha sonra da pasaportumuzu odaya robotun getirmesi ve bizim şaşkınlık içerisine robota “ hello…” deyişimiz harikaydı. Ayrıca bellboy ile yaşanan komik anlar ve aynı çocuğun ertesi gün bizi görünce “no, noooo ”diyip kaçması, Beşiktaş maçının hüsranı… hepsi bu seyahatin tatlı notalarıydı.
Tiananmen Meydanı ve hemen ardındaki Yasak Şehir (Forbidden City), Qing ve Ming Hanedanlıklarına yüzyıllar boyu ev sahipliği yapmış bir saray kompleksi. 980 binalık bu UNESCO miras alanı, çinli kadınların geleneksel kostümlerle gezmesi sayesinde adeta bir dönem filmine dönüştü. Bir yandan tarih ve mekanlarının büyüsü, diğer yanda ise istesek ayarlayamayacağımız modellerin fotoğrafları ile Yasak şehir bize unutulmaz anılar sundu.
Temple of Heaven, çin imparatorlarının tanrıya dua etmek için geldiği dini bir alan. Girişindeki "tanışma bahçesi" ise çok ilgimizi çekti. Niko'nun deyişiyle adeta bir "Tinder Garden"!
Akşam ise Tananmen meydanına çok yakın “National Thater’ ı fotoğraflamaya gittik. Etrafı su ile çevrili bu büyüleyici mekan bizlere muhteşem yansıma kareleri sundu. Tiyatroya giriş yer altından bir tünel ile oluyormuş. Çok modernleşen ve zenginleşen Çin’in yol, bina, ve teknolojinin dışında sanat ve spora da ciddi yatırım yaptıklarını görmek gerçek anlamda süper güç olduklarının bir göstergesiydi.
🏯 Tarihin İçinde: Luoyang & Xian
Luoyang’a 320 km/saat hızla giden trenle 3 saatte ulaşıp, Çin’in ilk Budist tapınağı White Horse Temple’ı ziyaret ettik. Tapınak, MS 68 yılında yapılmış ve Budizm'in Çin'e girişinin sembolü kabul ediliyor.
Trenin sessizliği, konforu ve sunulan ikramlarının yanı sıra yol boyunca gördüğümüz yan yana onlarca hatta yüzlerce gökdelenlerden oluşan toplu konut siteleri bizleri çok şaşırttı. Akşamında ise tamamen rastlantısal denk geldiğimiz gösteri ise, alış veriş merkezinin dışında başlayıp, içeride siz ayakta dururken etrafınızda devam eden muhteşem bir görsel şölendi. Tavandan akan duş, asılı balerinlerin dans showları ile Budizm’in Çin’e gelişini anlatan bu gösteri, kelimesini anlamasak da farklı canlandırmalar ile bizleri büyüledi.
Ertesi sabah Longmen Grottoes'e gittik. Binlerce Buda heykeli, Tang ve Wei Hanedanlığı döneminde dağlara oyulmuş. UNESCO mirası olan bu yer, Çin'in inanca yeniden yaklaşımının da bir yansıması.
Shaolin Tapınağı ise, kung-fu'nun doğduğu yer. Burada katıldığımız kung-fu gösterisi ise, bizleri adeta çocukluğumuzda gittiğimiz Elhamra sinemasındaki kug-fu filmelerini anımsattı. Beni en çok show’dan ziyade tapınağın bahçesinde ölen monk’lar için yapılmış Stupa mezarlar oldu.
Bir sonraki durağımız Xian’da Terracota savaşçılarını ziyaret edecek olmamızın heyecanını yaşarken rehberimiz bizi bölgenin yenilenmesi zamanında yapılan bir hastahane inşaatı sırasında yapılan kazılarda şans eseri bulunan “İmparator Arabası Müzesi”nden bahsetti. Burası MÖ 770 yılında Zhou hanedanlığı zamanında ölen imparatoru atları, arabası ve hatta eşi ve yardımcıları ile birlikte gömüldüğü bir mezar. O zamanlarda arabayı kaç atın çekeceği ise rütbeye göre belirleniyor. Halk sadee tek at iken, imparatorun arabasını 6 at çekiyor. Kalıntılarda at iskeletlerinin arabalara bağlı olarak durması çok şaşırtıcı ve hayret vericiydi.
Xian
Akşamında yine hızlı trenle vardığımız Xian’da ilk durağımız Müslüman Mahallesi… Çok renkli bu sokak, küçük dükkanları ve night food satuıcıları ile oldukça canlı ve çok değişik bir muhit. İpek Yolu’nun izlerini her adımda hissettik. Burası ipek yolu zamanından Çine gelen Müslümanların yerleştiği ve orada yaşadıkları bir yer ama tamamen Çin ile entegre olmuşlar.
Yemeğimizi ise, kütüphane dekorunda olan çok farklı ve güzel bir restoran’da yedik. Ağaçta meyve topları şeklinde gelen karides sunumunu ise unutmak mümkün değil !
Xian’ı tabii ki en meşhur kılan yer “Terracota worriors”
Terracotta Army, Çinşı Huangdi'nin ölümsüz ordu inanışıyla birlikte yapılmış 8000'den fazla heykelden oluşan yer altı ordusu.
Fakat asıl olan Çin imparatoru Çinşı Huangdi'nin mezarının hala açılmamış olması.
Açmak için teknolojinin gelişmesini ve mezara zarar vermemesini bekliyorlar.
Asıl mezar alanı şu ana kadar açılan alanın 20 katı !!! büyüklüğünde.
Bu arada bir rastlantı sonucu burayı bulan köylü …. İle tanışmış olmak da, kendisi ile fotoğraf çektirip, imzalı kitabını almak da seyahatin güzel sürprizlerinden biriydi.
Asıl mezar alanının henüz açılmamış olması ise gelecekteki bir başka seyahatin habercisi gibi.
Not: Terracotta Worriors’ıçok daha detaylı bir şekilde ayrı bir konu olarak bloğumda yazdım.
Öğleden sonra ise rotamız “Big Goose Pagoda”
Burası Tang Dönemi'nde inşa edilmiş, Budist metinlerin saklandığı kutsal bir yapı. Bir çok Budist tapınağının replikasının yapıldığı bir pagoda. Myanmar’daki meşhur Shwedagon pagodanın, Tayland’daki meşhur Wat Chalermprakiat pagodanın ve Hindistan’daki Hindu tapınağının replikalarının olduğu bir yer.
Güzel bahçeler ile çevrili bu tapınakta da bizi bir birinden güzel kostümler içerisinde bizleri yine Çinli kadınlar karşılıyor, ve harika dekorlar önünde muhteşem pozlar veriyorlar..
Akşam Tang Hanedanlığı dans gösterisiyle renklendi. Tang hükümdarlığında tüm erkekler ile baş edip başa geçen kadın imparatoru anlatan çok renkli ve güzel bir Show’du. Yemekler de gayet iyiydi, pirinç şarabı içtik ve çıkışta sanatçılar ile fotoğraf çektirdik.
Show sonrasında da Xian bölgesinde yeni yapılan bölgeyi ziyaret ettik.
Burası için 100 milyar dolarlık bir yatırım yapılmış. Ama heykelleri, fıskiyeleri, meydanları, dükkanları, otelleri, restoranları ve muhteşem ışıklandırması ile gerçekten çok etkileyici bir bölge olmuş. Artık her şehirde gördüğümüz bisiklet kiralama istasyonlarına ek, burada bebek puset kiralama, yaşlılar için tekerlekli baston/iskemle kiralama istasyonları ile birlikte bir alış veriş merkezi olması bakımından emanet dolaplarının olması ve her yerde ücretsiz sıcak ve soğuk su sebillerinin yer alması Çin hükümetinin yurttaşına verdiği önemi göstermesi açısından beni çok etkiledi.
Burada ayrıca profesyonel fotoğrafçıların tüm ışık düzenlemeleri ile yaptıkları stantlarda kostümlü kızların fotoğraf çektirmeleri de inanılmaz güzeldi ve bizlere muhteşem kareler sundu.
Xian’daki gecemiz bununla da kalmadı ve Otelde gece saat 02:30’da Galatasaray - Fenerbahçe maçını seyredip, whisky stoğumuzu bitirerek galibiyetimizi kutladık. Sabah 09:00 kalkış biraz zor olsa da unutulmaz bir geceydi. Nasıl koyduk ama …
Xian’dan ayrılmadan önceki ilk durağımız “City Wall”
Bu bildiğimiz surların dışında 14 km uzunluğunda ve dörtgen olan 12m genişliğinde yürüme alanı olan, aralarda da hem gözetleme kulelerinin hem de okçu, hem asker ve generallerin konakladığı yerleşimlerin yer aldığı bu şehir surlarında yürümek zamana meydan okumak gibiydi. Bu surların günümüzde bir diğer şaşırtıcı özelliği de evlenecek çiftlerin özel kostümler ile burada fotoğraf çektirmeleri. Tabii ki bizler için çok keyifli bir sürprizdi.
Sur beklentimizin çok dışında ve farklı olmasına ek olarak uçak yolculuğumuz öncesinde bizleri şok eden ikinci ziyaretimiz ise “Great Mosque” !...
Gördüğümüz en değişik cami diyebiliriz.
Cami ile neredeyse alakası yok. Tamamen Çin mimarisi şeklinde.
Çin hanedanının burada yerleşen Müslüman toplum ile iyi geçinmek için onlar için yaptığı bir camii. Ama tam bir Çin & İslam sentezi diyebiliriz. Minare 3-4 katlı bir Çin yapısı. Cami ise, kubbe şeklinde değil, muhteşem ahşap işlemeleri ile kare şeklinde.
🌊 Batı Güzeli: Hangzhou & Suzhou
Hanghzhou’ya gelişimiz akşam saat 18:00 civarıydı. Havaalanından şehire gelirken geçtiğimiz bir köprüden gördüğümüz modern city center bizleri adeta büyüledi. Nehir kenarına konumlanmış ve adeta NY Manhattan kadar olan bir bölgede yan yana sıralanmış 60 farklı gökdelene toplam 500,000 led konarak oluşturdukları ışık show adeta şimdiki zamandan 100 yıl ötesi bir his uyandırıyordu. Gecede iki kere tekrarladıkları bu show gerçekten inanılır gibi değildi
Hangzhou’da West Lake'de yaptığımız tekne turu, çay toplayan işçilerin kadrajımıza takılması, antikacılardan alınan küçük hazineler, “Cats Café”yi gezmemiz bayram nedeni ile çok kalabalık olan Hangzhou’daki ilk izlenimlerimiz oldu.
Buradan “Great Canale”a geçtik. Maalesef tura yapabileceğimiz bir tekne bulamasak da çok keyifli bir çay seremonisi sunan bir dükkânda çaylarımızı içip bu renkli ve çok canlı sokağı gezdik.
Çin bahçeleri; su, kaya, bitki ve yapının uyumu şartıyla yapılıyor. Master of Nets ve Humble Administrator’s Garden bu dörtlü uyumu en zarif haliyle sergiliyor ve adeta doğa sanata dönüşüyor.
Çin'in Venedik'i sayılan Suzhou'da keyifli bir tekne gezisi şansı yakaladık. Dar kanallarda eski evlerin ve köprülerin altında çok dingin ve keyifli bir tekne gezisi yaptık. Akşam yemeği sonrası tekrar bahçeye dönüp, akşam turu aldık.
Lazer Showlar, minimalist aydınlatmalar ile bahçe bam başka bir görünüm almıştı. Ayrıca sabahki kalabalığın tersine sakinliği ortamı daha da mistik ve keyifli bir hale sokmuştu. Tabii sadece fotoğraf çekeceğimiz düşüncesi ile Çin turu almamız, Çinli rehberin anlatımlarını bizler için adeta masal haline getirmiş olsa da, izlediğimiz opera ve görsel show tatilimizin unutulmazları arasında yer aldı.
🌆 Modern Çin: Şanghay
Ju Garden Market, tarihi mimarisi ve restoranlarıyla Şanghay'a lezzetli bir giriş sundu. Jade Buddha Temple ise Budist huzurunun modern karşılığı gibiydi.
Nanjing Road'daki alışveriş, The Bund'daki gece manzaraları Şanghay'ı modernliğin zirvesine taşıyordu.
Ju Garden Market’te, bir çok ünlün ziyaret ettiği Restoran’da en güzel yemeklerimizden birini yedik ve harika bir şarap içtik. Ziyaret edenler arasında Bill Clinton, Queen Elizabeth, Macron, Berlusconi, Nancy Reagan ve daha bir çok Çinli ünlü.
Yemek sonrası nanjing road’a gidip, Shanghai’in shoping district’ini ziyaret ettik. Burada herkes bir birinden ayrılarak birkaç saat free time kullandık !
Nanjing road’da Uniqlo ve apple ziyaretlerimizi de yapıp the Bund’a geçip, Şanghay’ın gökdelenlerini görerek otelimiz Maxx’a döndük.
Akşam ise muhteşem bir akrobatik Show’a katıldık. Gerçekten nefes kesen çok. Başarılı bir Show du.
Sabah ilk ziyaretimiz ise TV Kulesi. Buradan muhteşem The Bund’daki gökdelenleri 360 derece gözlemlemek çok güzeldi. TV Kulesi’nden cam zeminde yürümek, “3 Monsters” gökdelenleri izlemek… Her anı modernlikle bezenmiş bir görsel ziyafetti.
Bunun dışında Shanghai’de yapılan ilk bahçe yabancılar için yapıldığından ki, o dönem Shanghai yabancıların (İngilizlerin) yönetimindeymiş ve bahçenin batı girişinde “Çinliler giremez” doğu girişinde ise “köpekler giremez” yazıyormuş. Çin’in çok ünlü kung-fu ve film yıldızı Bruce Lee bir filminde bu bahçenin girişinde “Çinliler ve köpekler giremez yazan tabelayı ayağı ile parçalayarak bir nevi bu anlayışa son vermiş.
Bu bahçenin nehirin ağzında bulunması ve bu nehirin Shanghai’yi doğu ve batı olarak ikiye bölmesi ve doğu tarafında Rus Konsolosluğu Batı yakasında ise Amerikan konsolosluğun yer alması güzel bir rastlantı olmuş Şu anda sadece Rus konsolosluğu aynı yerde yer almakta.
Kuleden çıkarken Çin tarihi ve yaşamını anlatan müze ise, canlandırmaları, maketleri ve modelleri ile çok hoştu.
Zoo’daki doğal yaşam turu ve pandalarla selfie, gezinin son gününü unutulmaz kıldı. Havaalanında aldığımız masaj ise bu dolu dolu seyahati en keyifli şekilde
sonlandırdı.
🧳 Çin’den Geriye Kalanlar
Bu seyahat sadece bir ülkeyi değil, yüzlerce yılın birikimini, doğu mistisizmini ve çağdaş dünyanın iç içe geçtiği bir evreni deneyimlemekti. Güler yüzlü insanlar, beyaz makyajları ve çok özel kostümleri ile adeta “China Dolls” gibi olan çinli kızlar, nefes kesen gösteriler, saklı bahçeler ve hikayesi olan her kare ile Çin bizi içine çekti.
Ve evet… En az 2–3 kez daha gelinecek bir yer olduğuna karar verdik.
Çin, Bir masal gibi gerçek !...