Kaanom ile Yaz Kayağı

Hem muhteşem kar hem de göz alabildiğince yeşil !

İnanması zor ama Temmuz ortasında muhteşem kayak keyfi .

Hintertux / Austria - ARC Austria Racing Camp

 

40 senedir kayak kayarım ve kayak benim en büyük tutkularımdan biridir. Fakat hiç yaz kayağı yapmamıştım.

Küçük oğlum Kaan, Akut kış sporları ile ARC kampı(Austria Racing Camp) için Hintertux’a giderken ben de kendisine eşlik ettim. ARC’yi size daha sonra anlatacağım ama ilk olarak Yaz Kayağı tatilinden bahsedeyim.

Öncelikle bagaj yapmak oldukça farklı ve zor oldu. Havaalanında T-Shirtler ile olmamıza rağmen ellerimizde kayak ve kayak ayakkabıları gerçekten etraftakilerin yadırgaması kadar, bizlere de oldukça farklı geldi ! Münih uçuşundan sonra yaklaşık 3 saatlik bir yolculuk ile Hinterttux’a varılıyor. Yol boyu geçtiğimiz çok güzel Avusturya Tirol kasabalarının keyifli ve rengarenk çiçekler ile bezenmiş evleri, yolculuğumuzun hızlı ve keyifli geçmesini sağladı. Fakat bizim gözümüz hep kar arıyor, fakat bir türlü kar görmeden otelimiz Kirchler Bad Hotel’e varıyoruz. Bavulun en üstüne yerleştirdiğimiz montlarımızı ne zaman giyeceğiz diye düşünürken T-Shirtler ile gayet sıcak ve güneşli bir havada  check-in’imizi yapıyoruz.

Otelimiz 1200 m irtifada ve tamamen yem yeşil bir bitki örtüsü ve çam ağaçları ile çevrelenmiş bir konumda. Kayak yapacağımız alan ise 3300 m yükseklikte bir buzul bölgesi. Bu sebeple de yılın her ayı kayak yapılabiliniyor. Ayni zamanda bu dağ dünyanın her köşesinden gelen kayak yarışçılarının kamp yaptığı bir merkez. Genç ve milli olmak üzere bir çok ülkenin kayakçılarını görme imkânı bulduk. İtalya, Ukrayna, Kazakistan, Kanada, Belçika ve Almanya takımları gördüklerimizden sadece bir kaçı.

ARC Kayak kamplarında hayat sabah saat 6 da kalkıp sabah sporu yapmak ile başlıyor. ilk gün söylenerek kalkmama rağmen diğer günler muhteşem manzara içerisinde  akarsu kenarında 5 km koşmak ve sabah stretching’i yapmak en büyük keyfim oldu. Öyle ki son sabah saat 8 de otelden ayrılacak olmamıza rağmen 6’da kalkarak bu cennet mekanda son bir kez daha koştum.

Sabah spor sonrası kahvaltı edip saat 8’de liftte sırada olunuyor. Teleferik saat 8.15 de açılıyor ve ilk kabini alıp bir an önce yukarı çıkmak için tüm kayakçıların nasıl bir yarış halinde olduğunu görmeniz lazım. Bu arada normal kayak kiyafeti ile bulunan tek kişi oluyordum :-)) Zira tüm diğer kayakçılar televizyonda gördüğümüz parlak ve stretch yarış kıyafetleri  içerisinde...

Kayak ağırlıklı olarak sabah 8.30 - 13.00 arasi yapılıyor. Zaten hiç ara verilmeden 4 – 4,30 saat durmaksızın kaymak oldukça yeterli ve yorucu ! Şansımıza kar durumu süperdi 2 gün 10 cm taze karin üzerine çarşamba akşamı 25 cm yağan taze kar ve arkasından açan günlük güneşlik hava muhteşem kayak yapma imkânı ve bana bol karda off piste kayak yapma şansı sundu. Gercekten rüya gibiydi...

Kayakçılar ve özellikle de off piste kayakçıları gayet iyi bilir ki heli-ski yapmıyorsanız liftlerden ulaşabileceğiniz off piste alanları sınırlıdır ve herkes çizilmemiş kar bulmak amacı ile nefes almak için bile durmaksızın kayar ve 1,2 saat içerisinde de kayılmamış alan kalmaz. Fakat burası o kadar farklı bir yer ki; sadece yarışçılar olduğundan tüm takımlar sadece kapı antrenmanı yaptıklarından Off Piste’de tek başıma ve kulağımda David Garett’ın Air sarkışını dinleyerek bulutlar üzerinde süzülüyormuşum gibi kendimden geçiyordum !...

Öğle yemeği sonrası sporcular için video analiz toplantısı yapılıyor. Avusturyalı kayak eğitmenleri gruplarındaki 4 kayakçı ile bire bir video kayıtları üzerinden hatalarını analiz ediyorlar. Gerek fotoğraflar ile, gerek ise flip chart’da grafikler ile en ince ayrıntısına kadar ders alıyorlar.  Ve akşam üzeri saat 4 de yine 5 km koşu ve bu sefer koşu üzerine ciddi bir fitness training ile akşamüstü sporu yapılıyor.

Benim için ise, tüm kayak tatillerinden farklı olarak ya trekking; ya havuz ve sauna sonrası muhteşem dağlara bakarak kitap okuma keyfi, ya da kiraladığım mountain bike ile teleferikle zirveye çıkıp oradan aşağıya bisiklet ile inmek. Gerçekten çok farklı ve çok keyifli bir deneyimdi.

Tüm bu keyifli aktivitelerin yanı sıra, 3300 m zirvede 2007 yılında Roman askerler tarafından şans eseri bulunan bir Buzul galerisini de gezme imkanı bulduk. “ The natural Ice Palace “  www.hintertuxergletcher.at diye adlandırılan bu buzul galeriye girdiğinizde tam 40m yer altına iniyorsunuz. Etrafınız tamamen rengarenk büyüleyici buzullar ile kaplı ve en dipte de ufak bir gölet yer alıyor. İnişi ve çıkışı biraz yorucu olmakla beraber görülmeye değer, farklı bir deneyimdi.

Son gün hocasından akşamüstü sporuna girmemesi konusunda özel izin alarak oğlumla birlikte mountain bike yapma fırsatı buldum. Yem yeşil dağlarda akarsuların aktığı, yer yer şelalelerin olduğu ahşap köpüklerden geçildiği ve muhteşem manzaralarda ve rengarenk dağ çiçekleri ile bezenmiş tabiatta bisiklet yapmak inanılmaz keyifli ve unutulmaz bir anıydı. Fakat şunu da belirtmeliyim ki, daha önce hiç dağ bisikleti yapmamışsanız oldukça zor bir deneyim. Zira çok dik patikalardan inmeniz gerekiyor ve tamamen çakıl ve toprak olduğundan fren yaptığınızda ciddi kayma ve savrulma yaşıyorsunuz. Ama bu da işin keyfinin yanına biraz daha heyecan kattığından dolayı daha da çekici kılıyor.

Yazın kayak nasıl olacak ? Bir hafta nasıl geçecek ? Öğleden sonra kayak olmayınca peki ne yapacağım ? Sıkılmayacakmıyız ?... derken koca hafta güzel anılarla dolu ve göz açıp kapayıncaya kadar hızlı ve bir o kadar da keyifli geçti ki anlatamam...

 

Fakat benim için ise, bu kampın en unutulmaz yanı sevgili kayakçı oğlum Kaan ile baş başa yasadığımız ilk tatilimiz oluşuydu.

Son derece keyifli ve unutulmazdı. Oğlumla böylesi bir tatil yaşadığım için çok  mutlu oldum.

 

Teşekkürler Kaancım...