Hawaii, su altı volkanlarından çıkan lavların katılaşıp kayalara dönüşmesiyle oluşmuş.
Oldukça yüksek adalara sahip olan adalarda en yüksek doruklar, Hawaii’deki Mauna Kea, 4.202 m ve Maui’deki Haleakala, 3.056 m. Haleakala’da gün batımının muhteşem olduğu söylenmekte ama maalesef dar yollardan zirveye çıkmak yaklaşık 2 saat gibi bir süre aldığından bu tecrübeyi yaşayamadık. Hiç aklıma gelmezdi ama burada yıl genelinde kar olabiliyor ve kayak yapmak mümkün !… Havaalanında 30 derece sıcaklıkta şort ve T-Shirt’ler ile gelip, ellerinizde kayaklarınız ile kayağa çıkmak da bir başka keyif olsa gerek. Ayrıca öğrendim ki, dünyadaki etkin ya da sönmüş yanardağların en büyükleri Hawaii’deymiş. Bunlardan etkin bir yanardağ olan Mauna Loa Hawaii Adası’nda yaşayanlar için ciddi bir tehlike oluşturmakta ve geçtiğimiz yıllarda faaliyet göstermiş. Daha önce Sibirya-Kamchatka’da aktif bir yanardağda Heli-Ski yapmış biri olarak, acaba kayak arkadaşlarım ile bir Heli-Ski programını da Hawaii’de mi yapsak diye düşünmedim değil !. Aman Zeynep duymasın 🙂
Halen aktif olan bu Volkanik dağlardan zaman içerisinde çıkan lavların içindeki minerallerle oluşan toprak, dünyanın başka yerlerinde görülmemiş bitkilerin ve doğa örtüsünün oluşmasını sağlamış.Doğa örtüsü gerçekten inanılmaz. Bunun en güzel örneği “Hannah Road”. Ada olduğu için ulaşımın kolay ve kısa süreceğini düşünebilirsiniz ama Hannah otelimizden yaklaşık 3,5 saatlik bir uzaklıkta.
Bu yol, okyanus kıyısında 265 adet virajdan oluşan, bir çok noktasında sadece tek aracın geçebildiği ve diğerinin beklediği bir yol. Yolda karşınıza çıkan kıvrılan yılan gibi trafik işareti ise oldukça şaşırtıcı ve gülümsetici !…Fakat bence burayı muhteşem yapan tam bir yağmur ormanın içerisinde sağınızdan solunuzdan şelalelerin aktığı adeta bir cennette yol almanız. Daha sonra öğrendik ki burası Jurrasic Park’ın çekildiği yermiş.
Doğa harikası olmasının dışında yolda giderken, karşılaştığınız mola yerleri, café’ler ve kasabalar size sanki film stüdyosundaymışsınız hissi veriyor. Ayrıca, yol kenarına arabasını park edip, beyaz köpüklü dalgalarda surf yapanları seyretmek ve imrenmemek elde değil !Surf bu adalılar için çok şey ifade ediyor. Bizde mahalle arasında taştan kale yapıp top oynamak gibi, buradaki çocuklar ellerinde surf board’ları her fırsatta bir dalga bulup surf yapıyorlar. Hatta yol kenarında ellerinde board’ları olmasına rağmen otostop çeken gençleri görmek mümkün. Ada’da tropik iklim olması bakımından sürekli bir tarafı rüzgar alıyor ve oldukça büyük ve etkileyici dalgalar mevcut. Surf’un yanı sıra burada wind-surf ve kite-surf de yapılıyor. Çok istememe ve hatta rüyalarıma girmesine rağmen maalesef wind-surf yapamadım. Zira Türkiye’de alışa geldiğimiz deniz kenarında surf kulüpleri ve kiralama olanağı maalesef Maui’de yok. Ekseriyet adada oturanlar arabaları ile gelip kendi ekipmanları ile Surf yapıyorlar. Kiralama ise sadece merkezdeki spor mağazalarından alınıyor ve kurulumunu sahilde kendiniz yapmanız lazım. Ayrıca her hangi bir güvenlik ve kurtarma teknesi de mevcut değil. Ben hepsine razıydım ama bu bilgiye önceden sahip olamadığım için zaman yetmedi ve 2-3 saatlik surf yapma hayali gerçekleşmedi ! Seneye tam bir gün ayırmak ve hayalleri biraz daha ertelemek gerekiyor…