İki oğlum ve sevgili yeğenim İpoş ile birlikte sabah çok erken saatde hareket ederek, dalış yapacağımız yere gittik. Burada bir süre dalış ile ilgili briefing aldıktan sonra, dalışın tamamen bizim sorumluluğumuzda olduğuna dair bir çok kağıt imzaladık. Zira çok risk olmasa da, kolunuzu veya bacağınızı panik ile kafesten dışarı çıkarmanız halinde köpekbalığına yem olmanız işten bile değil !… Zira dalış yaptığımız kafes de pek sağlam bir imaj vermemekte.
Burada hafif yiyeceklerden bir atıştırma yapıyorsunuz. Sonrasında deniz tutmasına karşı isteyene hap veriliyor. İstanbullu olduğumuzdan ve denize alışık olduğumuzu bildirerek hapa gerek duymuyor ve almıyoruz. Fakat daha sonra görüyoruz ki, Okyanus dalgası bizim denizlere hiç benzemiyor. Zira deniz düm düz gibi gözükmesine rağmen 4-5 metre yükseklikte kaba dalgalar var ve insanın içini dışına çıkarıyor.
Bir diğer sorun da, deniz suyu sıcaklığı, 8 derece !!!…
Her ne kadar dalış elbiseleri de giysek çok ciddi bir soğukluk.
Ben kaptana suyun sıcaklığı daha doğrusu soğukluğu ile ilgili endişemi dile getirince aldığım cevap “Köpekbalığını gördüğünde üşümezsin !…” di. Evet, hiç ama hiç üşümedim :-))
Tekne ile kıyıdan açılıp, dalış yerine gittiğimizde. Teknenin arkasından köpekbalıklarını çekecek bir sıvı karışımını denize bırakmaya başlıyorlar ve köpekbalıklarının gelmesini bekliyoruz.
Gelsinler diye heyacanla beklerken, ilk geleni görünce heyecanımız birden şekil değiştirerek ciddi kalp atışlarına bırakıyor kendini. Dalış grupları 6 kişilik. Zira kafesin kapasitesi bu kadar.
Kıyafetlerimizi giyerek teknenin yanına bağlı olan kafesin içerisine girerek beklemeye başlıyoruz.
Dalış dediğimiz tüplü dalış değil. Köpekbalıkları yüzeyde yüzdükleri ve avlandıkları için yüzeyde şnoker dalışı şeklinde oluyor. Teknenin arkasında, yüksek bir platformda oturan kişi tarafından ucuna büyükçe bir balık parçası bağlanmış ip atılıp, köpekbalığı yavaş yavaş kafese doğru çekiliyor. kafese yaklaştığında da, bize dalış emri geliyor ve işte o an köpekbalığı ile yüz yüze geliyorsunuz !…
Gerçekten inanılmaz ve insanın kanını donduran bir şok.
Dipte nefesiniz yettiği kadar kalabiliyorsunuz ama inanın, ilk karşı karşıya geldiğimde, nefesim kesildi ve nefes almayı unuttum bile.